>

Aradığın aslında nedir ki?

Tuesday, July 29

Kısa kısa

Sağolsun Beyhan hanımın istekleri hiç bitmez, sürekli talepkârdır kendisi. Ve hatta bu satırları yazarken bir sonraki adımda neler isteyebileceğinin tahayyülü ile karnıma tuhaf bir karışık his hakim olmakta. :) Lakin sözlerini geri almayacağının farkında olarak ben de toplumsal sorumluluk procem dahilinde sınırsız hizmet ilkesini düstur bellemiş biri olarak görevimi yerine getirmeye azimli ve kararlıyım.
Latifeyi kenara bırakırsak, pek tabii ki gezi yazısı fotoğrafsız olmaz. Ancak Garipçe yazısını zaten çok zor yazabildiğim için fotoğrafları bugüne kaldı. Yukardaki fotoğraf ise konudan az bağımsız, Mihrabat korusundan çekilmiştir. Garipçe fotoğrafları ise bakınız az önce serpiştirdim aralara. Deli bloğun yeşil şablonu zevkli bir fotoğraf seyrine imkan vermiyor malesef. Soldaki gudubet resmi artık kaldırmamın zamanı geldi ve hatta geçti. Bu şablondan tez zamanda kurtulmak istiyorum amma-ve-lakin içine o kadar çok kod yazdım ki değiştirdiğimde ne gidecek ne kalacak pek kestiremiyorum. Böyle bir arzuhâlimi sunayım efendim.

Şu anda tam olarak 10cm olan topuklu ayakkabılarla ne akla hizmetse yaptığım pazar alışverişi sonrası ayaklarım acıyor, şiş. Hala neden salı günleri ısrarla hanım hanımcık giyindiğimi kendime izah edebilmiş değilim. Her salı akşamı olduğum gibi kendimle muhasebe halindeyim.

Bugün, önceki gün yaşanan derin üzüntü yüzünden İstanbul ağladı. Ağladı, o kadar çok ağladı ki hiç susmayacak sandım. Ben de onunla ağladım. Sonra düşündüm, düşündükçe üzüldüm ve özledim. Özlemekten yoruldum, bekledim, beklemekten üzüldüm. İçiçe duygular deniz oldu, neyse ki yüzdüm, karşı kıyıya geçtim. Karşı kıyıda da boş durmadık, kıyı-liman-dertler hep beraber bir ağladık bir ağladık, ah ahhh! Şunu demek isterim, ki bu blog böyle şeyleri yazıp çizdiğim bir yer değildir, ama istek çok kuvvetli geldi o yüzden karşı koymaksızın yazıyorum: Bu iddianame meselesinin üstüne, kapatma davasının öncesinde bu bombaların patlaması tesadüf değildir. Nedir ne değildir sonradan çıkacak kokusu! Vicdanı ve hatta ruhu olmayan, kendi maddi menfaati uğruna değil masum insanlara kendi öz evladına bile kıymaktan geri durmayan, kısacık dünya hayatını hırs ve zevk ile doldurup tüketen insan... Bu satırları okuduğundan emin değilim ama umarım Allah en kısa zamanda sağlam yollu verir belanı, beter olursun. Oh be! Çok rahatladım. Köşe yazarı olsam da bunları yazadım herhalde.

4 Comments:

dikkate alınan bir okur olmak pek hoş bir duygu, belirtmeliyim. ama bu istekleri herkesten bekleyemezsin. misal fortoğraflarda ışığın kalitesini falan tartışan bir kişi olmazsan istemezdim foto moto. :)

ayrıca seninkiyle aynı şablonu kullanan bir başka bloggera da vakti zamanında "yandaki foto blogunuza dair bir şey anlatmıyor kaldırın bence onu" demişliğim vardır. :)) cidden!

July 30, 2008 12:34 PM

 

merhaba bu adresede bir göz atarsanız sevinirim http://keddynindolabi.blogspot.com/ sevgilerle

August 10, 2008 8:45 PM

 

selam,
e geldim artık dedin ama sonra gene yok oldun :((( nerelerdesin k.i.s.d???

August 22, 2008 7:13 PM

 

Enharcım tatildeydim, bay bay notu bırakmadan kaçmıştım.

Bak buradayım:)

August 24, 2008 7:13 PM

 

Post a Comment

<< Home

 
z_post_title="<$BlogItemTKısa kısat> d="stats_script" type="text/javascript" src="http://metrics.performancing.com/bl.js">