>

Aradığın aslında nedir ki?

Monday, September 24

10 yıl - 2

Herşey belli olmuş, benim için yine çantamı toplayıp bir şehre gitme vakti gelmişti. İstanbul, hayatımın aşkı diyebilirim bu şehre... Eşyalarım ve ben, beraberimde gezdirdiğim tüm anılar, içimde güneşim, hepimiz taşındık bir Ağustos sabahında:) Kayıt için...
* Okula ilk girişimde, güney kampüsün yokuşunu inerken sanırım aşık oldum dedim, hava güneşli ve çok güzeldi. Sağ tarafta boğaz pırıl pırıl parlıyordu. Hep o manzaraya bakacağımı sandım.
* Kayıtlardan sonra ailemin yanına dönmeyi umarken Profficiency denen bir sınav çıkıyor karşıma ve insanlar beni gaza getiriyor: Ne yapacaksın hazırlık okuma, gir şu sınava. Ya diyorum bi dinlenseydim, boşver boşver diyolar, ve ben kendimi profficiency sınavını geçmiş halde buluyorum, derslerin ortasına düşmüş halde...
* OBIKAS, ders seçme sistemi, sabahın körüne girilen kuyrular, sırasını satanlar mı dersiniz geceden kamp kuranlar mı, çok garibime gidiyor
* Bir yandan İstanbul'un havasına alışmaya çalışıyorum, hava serinliyor, oysa ki Eylül yeni geldi, İzmir'den getirdiğim güneşim imdadıma yetişiyor:)
* Anneannemlerde kalamayacağımın ayırdına varır varmaz- anne ben yurtta da kalmıcam, annemlerde de, ben ev tutucam...
* Evim evim güzel evim
* Sonra dersler, hızla başlayan dersler
* Hızın içinde kazanılan güzel dostlar, yeni arkadaşlar
* Hızla gelen kış, İstanbul'un kışı hem de, kar-buz, tıkanan yollar
* Sınavlar-stres
* Güneyin o güzel manzarasını sürekli teğet geçişimiz, hız,hız...
* Uykusuz geceler, projeler, ödevler
* İlk sene bittiğinde alınan derin nefes
* Her sene biraz daha alışılan okul, biraz daha bağlanılan
* Süperdorm'un terası
* Hazal Ana'nın lahmacunları
* Doğatepe'nin muhteşem 2. köprü manzarası
* Mühendisliğin giriş katındaki labda sabahlanan geceler, sandalye kaydırma oyunları
* Senede belki 1 kere Taksim'e kaçabilişimiz
* Ortaköy'de pazar kahvaltıları
* Yaz okulunda ne çok gezmiştik
* Her yaz staj, her kış okul, tatil bir hayal idi:)
* İki göz küçücük evim, anlayışlı ev sahibim
* 559 C
* Metro seferleri başlıyor:)
* İstanbul-Ankara hattı
* Çalmayan telefon... aylarca
* Biten arkadaşlıklar, yalan söyleyen dost sandıklarım
* İçime kattıklarım, hayatımdan çıkarıp atamadıklarım
* Karanfilli tarçınlı çay, ince kenarlı beyaz kupada
* Sosyete kantinin çayı ve piliç kroketi
* Sosyetenin muhteşem soğuk sandviç mezeleri, manzarada kedilerle kavga ede ede sandviç yeme çabalarımız
* Son sınıfa doğru bastıran bir garip duygu
* 3. sınıfta yaşadığım bodrum katının neşesi sucu çocuk Fuat, Fuat'ın tam biz ders çalışırken şarkı söylemeye başlaması ve telsiz denemeleri yapması, sucuya taktırılan telesekreterin pazar günleri beynimizi oyması ve cam-çerçeve indirme isteği uyandırması
* Bodrumun hüznünü paylaştığım canım C. ders çalışmaktan sıkılınca aynaya geçiş yapmalarımız, bölüm dedikoduları, sabah uyanamayışımız
* Psikoloji binasının önü, ne muhteşem yerdir orası
* TB'nin önündeki steplerde okuduğum makaleler
* Bazı sabahlar okula erken gidip serinliği ve sakinliği dinleyişim
* Kuzey kampüsün Sibirya soğuğu
* En sevmediğim bina: YD
* Güney kampüsten Hisar kampüse 10 dk içinde gitmek zorunda kalmak ve o anda belirtilen istikamette shuttle olmaması sonucu dalak krampı geçirmek:)
* 4 sene boyunca öğle yemeği kavramının çubuk kraker veya soğuk sandviçle, en iyi ihtimal tavuk kroketle eş olması
* Orta kantinin kumpiri güzeldir...
* Kennedy Lodge'un önünde yaptığımız kardan adam
* Kar yüzünden finallerin 6 gün ertelenmesi, Hisarüstü'nde mahzur kalışımız
* Wonderland'in çikolatalı cheesecake'i, Ceasar Salad'ı ve de Çin Mantısı... Bi de scrabble
* Park 1, Park 2 isimli gubidik sınıflarda soğuk hava koşulları:)
* Fotoğrafçılık klübü
* Canon A-1 im, canım:)
* 3.sınıfın ilk dönemi hiç ders çalışmadım ben, sadece ödev yaptım, quizlere çalıştım, projeleri hazırladım, yaaa:)
* Güzel sanatlar binasının muhteşem cam atölyesi, havuza inen patika ve ömrümün en huzurlu yolculukları
* Bebek - Ortaköy arasında bir temmuz günü öğle vakti yürümeyin, iyi olmuyor.
* Gidilen tiyatrolar, sinemalar, az ama öz:)
* Canım E. ile Yüzüklerin Efendisi 2ye gidişimiz, sonra Marco Paşa'da yediğimiz yemek ve bize asılan İspanyol turistler
* Çok üzgün olduğum o doğum günümde yaptıkları süpriz, o güzel aynayı hala saklıyorum
* Tam proje yetişme tarihine 3 gün kala göçen bilgisayarım, kar-buz demeden kasayı kucaklayıp o dik yokuşu can havliyle çıkışım ve tamir için dökülen paracıklar, böhhühühüü
* Sevgili E.nin evi,annesinin muhteşem enginar yemeği, mercimek köftesi, kısırı... Benimle paylaştığı odası, canım benim...
*Kütüphanenin ahşap bölmeli studysi.
* Kütüphanenin karşısındaki kantinde "Sigara İçilmez" yazısının altında sigara içen çocukla ettiğim kavga
* Akmerkez'e her gidişimde fiyatların beni dumura uğratması
* Pazarlık, pazarlık
* Eczacıbaşı stajındaki kafa ekiple gezdik bütün yaz...
* TÜYAP kitap fuarında harcadığım servet, neyse ki fuarı Beylikdüzü'ne taşıdılar :)
* İstanbul'da sonbahar
* Yıldız korusu
* Ortaköy'ü çok seviyorum, tek başıma bile olsam:)
*Mühendislik binasının girişindeki otomat, çayı pek rezildir, olsun severim yine de
*Mühendisliğin çatı katı
*Güney kampüse koşarak inen deliler bizdik
*Tevfik Fikret’in evi, aşiyan yokuşu ve Hisar
*Aşiyan yokuşunda “Bir yangının külünü yeniden yakıp gittin...” şarkılar türküler
*Bebekte balık-ekmek nam nam nam
*Gece oldu mu ben şehre vurulurum, ışıl ışıl boğaz ve yakamozlar, boğazın en güzel göründüğü tepedir okulum
*Hisar’ın burçlarına tırmanan final sonrası gençler daha sonra soluğu Nevizade’de alırlar
*Hippi giysilerimi hep Beyoğlu’ndaki Ermeni terziden alırdım
*59 R yi sevmiyordum, artık yok sanırım
*Yanlışlıkla GaziOsmanpaşa’ya gidişim, ne kadar da korkmuştum ama uslanmamıştım
*Ulus pazarı tabi ki de
*Beşiktaş ve Kabalcı’nın kafeterası
*Buzzz gibi havada dışarda işim neydi hala bilmiyorum
*Ne kadar çok kar yağmıştı ve botlarıma dolmuştu, bir de sıcak çikolata vardı ve özlenen birisi...
*Kestaneyi o kadar çok severim ki teflon tava yansın hiç önemli değil
*Çeşit çeşit şapkalarım var benim!!!
*İstanbul Sanat Merkezi İstiklal’in girişindeydi ve oranın 3. katında cam kenarında oturup kahve içerken yoldan geçenleri seyretmeye bayılırdım, hele ki hava pusluysa veya kar yağıyorsa...
*Tünel
*Avrasya Maratonunu unutup İstanbul’un yarısını yürümek zorunda kalışım
*Beyoğlundaki o çatı katı, soğuk kahve, kediler
*Ankara kaçamağı, bir İtalyan restoranı
*Elinde fotoğraf makinesi İstanbul’da bir kayıp kız...
*Hep uzaklara sevdalı, hep uzaklara...
* Çengelköy'deki Çınaraltı kahvesi
* Topluca gidilen tatiller
* Anneannemlere her gidişimde ganimetlerle dönüşüm hehehheh
* Ev sahibimin geçindiğim parayı öğrenince "E her ay biz oğlana ne diye o kadar para yolluyoruz o zaman" diye kızması. :)
* Kendi evini boyamanın dayanılmaz mutluluğu - nil yeşili
* Eve hırsız girdiiiii... Büyük Armutlu karakolu ve varoşun gri yüzü
* Taş Odası konseri, telefon kulübesi, Ankara otobüsü, güzel bir mayıs:)
* Beşiktaş Beltaş, hala giderim
* 3. sınıfın 2. dönemi, zor, bunalım, çok zor verilen bir karar ve gemilerimi yaktım.
* Aşkımla tanışmamız, o büyük tesadüfler silsilesi...
* Çalışan bir insan olduğu için aşkımın bana pek bi iyi bakması, efendime söyleyim, öğrenci halimle gidemeyeceğim yerlerde yiyip içme lüksü:) Ödevlerimin bi kısmını da ona yaptırmıştım ehehehe
* Amerika yolları
* "Hani sen 30undan önce evlenmeyecektin kızım" - annem
* Belediyenin bodrumunda haritalar arasında geçen 1,5 ay, canım dostum A ile yaptığımız bitirme tezi - sağolsun son kısımları hep o yaptı
* Yıllarca yaşanan sokaktan ayrılmanın verdiği hüzün, toplanan eşyaların, boşaltılan koridorların hüznü
* Peteklerde oturup ağladığımız gece:)
* Gelinlik provaları, eski bir Fransız filminde beğendiğim gelinliği diktirdim:)
* Allahım bu topukluları ben mi giyeceğim?
* Hızlı ve istediğimle alakası olmayan bir düğün, zaten sırf başkaları istediği için yapılmıştı.
* Mezuniyet, kepler havaya!!!
* Balo gecesi yetişmemiz gereken SF uçağı, balo saçımla bindiğim uçak:)

15 Comments:

YD benim de en sevmedigim binadir. Zaten pek sevilesi bir yani da yoktur degil mi? Ama ben sansliyim guney kampuste gecti benim zamanimin cogu.
Ha bir de benim balo gecem cok aciklidir. Belki bir gun anlatirim blogumda.

September 24, 2007 1:58 PM

 

Hakikaten güney kampüs ne kadar güzelse kuzey de o kadar sevimsizdir. Gridir hep.

Balo gecesi eğlencenin en güzel anında ortamdan ayrılmamız gerekmişti, saat 4:30da uçağımız kalkıyordu ve biz 00:00 da arabamız balkabağına dönüşmek üzereyken ayrılmıştık oradan:)

Hayırdır ya neden acıklı geçti balo gecen?

September 24, 2007 2:19 PM

 

Fuat'ı unutmussun:) Duysa ne cok uzulur, konuyla ilgili bir sarkı soylerdi...

September 25, 2007 8:52 AM

 

Keyifle okudum:)
Ne güzel bir özet olmuş..

Sağlık ve mutluluklar dilerim..

September 25, 2007 9:36 AM

 

Ya hakikaten ben Fuatı nasıl unuttum ya. Hayır sadece Fuat değil ne çok şeyi atlamışım, okudum şimdi yazdım sandıklarımın çoğunu yazamamışım bile. Ara ara ekleyeceğim sanırım. Fuatı hemen ekledim zati, unutulur mu o yahu.

Sağol Caneyin benim.

Teşekkür ederim sad-ece, güzel dileklerin için...

September 25, 2007 10:11 AM

 

Hay allajım ya akıllı delim benim ne güzel döktürmüşsün bir hayli keyiflendim okurken.

September 25, 2007 2:34 PM

 

Edacım, tşkkrler.

September 25, 2007 3:31 PM

 

bir yazinin icine bu kadar girilipde yasanilir.. ne guzel anlatmisin, sanki seninle yolculuga cikip yuzumde koca bir tebessumle geri dondum. yolculuk icin tesekkurler.. :)

September 25, 2007 4:15 PM

 

Ben teşekür ederim sevgili Koyubeyaz, Zeynebi de öperim.

September 25, 2007 4:38 PM

 

merhaba
sağlık blogumla link değişimi yaparsanız sevinirim. gunluk ziyaretçi sayım 250-300.

http://hepinizindoktoru.blogspot.com/

Dr.Oktay
oktaytolga1969@hotmail.com

September 25, 2007 11:54 PM

 

San Francisco ucagindan sonra yasananlari merakla bekliyorum :) Bazi seyler cok benziyor bizim yasadiklarimizla, eskiye goturdu yazin beni...

September 26, 2007 2:38 AM

 

Oktay bey, ricanızı geri çeiremedim. sizi ekledim.

Salıncakta iki kişim * San Francisco uçağından sonrası sanırım gecikecek birazcık. Çünkü iş yerinde boş vakitlerimde yazıyorum. Bu aralar biraz yoğun herşey. BEnzerlikleri çok merak ettim, belki sen de yazarsın.

Sevgiler.

September 26, 2007 8:52 AM

 

Aaa, kuzey kampüs, güney kampüs, Aşiyan.. Çok tanıdık bunlar.. 3.5 yılımı verdiğim mekanlar :)) Acaba aynı dönemde okumuş olabilir miyiz sevgili k.i.s.d.? ( 2005 mezunuyum ben ) Hatta daha ileri götüreyim hayalimi, sen beni tanıyorsundur belki :))Hatta belki ben de seni..

September 27, 2007 1:51 PM

 

Minik meleğin anneciği, ben 2004 mezunuyum. Bir kısım dönemlerimiz çakışmış anlayacağın. Ben senin simanı hatırlıyorum, okulda seni görmüşlüğüm kesin var, ama tabi tanıyorum demek iddialı bir yaklaşım olur:)

September 27, 2007 2:00 PM

 

Harika bir ozet olmus. Ben de yapmaliyim son 10 yilin ozetini. Kim bilir neler cikar, tozlu arsivden. :-))))

September 28, 2007 3:04 AM

 

Post a Comment

<< Home

 
z_post_title="<$BlogItemT10 yıl - 2t> d="stats_script" type="text/javascript" src="http://metrics.performancing.com/bl.js">