>

Aradığın aslında nedir ki?

Thursday, June 7

Söze başlarken

Sevgili dostlar, yoğunum biraz. Aklıma o kadar çok eleştiri, o kadar çok analiz çalışması geliyor ki... Ama hiçbirini henüz cümlelere dökemiyorum. Sanırım bir kaç ay bu şekilde geçecek. Bir kaç sevgili arkadaşım kendi aralarında Elif Şafak okumaları yapıyorlarmış, (Boston’dan sevgili A. Bana mail yazmayı unutuyor musun yoksa :) o kadar çok isterdim ki ben de bir kaç makale karalayayım onlarla birlikte. Elif Şafakın bütün kitaplarını zevkle okudum. Kelime hazinesi ve düşünce zenginliği beni çok etkilemiş, kimi zaman doğrudan bana hitap etmiştir. Biraz dinginleşince en çok sevdiğim kitabını, Şehrin Aynaları’nı tekrar okuyup derinlemesine bir şeyler yazmayı istiyorum.

Şimdi başka bir konu, 2007 Ağustos ayında bir taşınma faaliyeti gerçekleştireceğiz. Epi topu 2 kişinin ne kadar yükü olabilir der-demez evdeki kitap yığınlarının bana mutlulukla gülümsediğini farkediyorum. Sonra da tabii benim gardrobum. Eskileri istifleyip hayır kurumlarına bağışlamanın zamanı gelmiş. Zira hala lisedeyken giydiğim bir çok kıyafeti anısından mıdır bilimez beraberimde gezdiriyorum. Sanırım deliyim.

Bu arada, taşınma şirketi tavsiyelerinizi alabilirim. (Göztepe Nakliyet demeyin, çok pahalı ya) Bu taşınmaya çok seviniyorum. Çünkü artık işime metroyla gidip gelebileceğim ve yolum en fazla yarım saat olacak. Yollarda düşme-bayılmalar sona eriyor :) Çok şükür:) Hangi otobüse binsem, yer var mıdır, yoksa 20 km ayakta mı gidilecek gibi kaygıların sona ermesi ne saadet... artık evden 8de çıksam bile mesaiye geç kalmıyor olacağım. Böylelikle eşimle kahvaltı yapabilecek ve hatta yine aynı saatte (6da) uyanmaya devam etmeyi başarabilirsem akşamın bi saatinde yaptığım sporu sabah saaatlerine kaydırabileceğim. Kendime ayıracak daha çok vaktim olacak insallah. Bunlar beni çok mutlu bir insana dönüştürüyor.

Taşınacağımız ev biraz ufak, temizliği kolay, tam bize göre. Haftasonu çok ama çok cici bir mutfak takımı aldım. Çok neşeliyim:) Taşındıktan sonra da banyo cicileri falan almayı planlıyorum. Yenilik beraberinde ufak heyecanlar da getiriyor. Yavaş yavaş annemin asla olmamı istemediği şeye, bir ev hanımına döndüğümü görmekle beraber aynalarla yüzleşmemeyi tercih ediyorum:) Çok çalışınca insan evini özlüyor, ondan olsa gerek.

Bu haftasonu İzmir’e eşimin yanına gidiyorum, hatta bu akşam yolcuyum. O kadar mutluyum ki. 2003 baharından bu yana İzmir’e gidememiştim. Bir türlü yolum düşmedi. Şimdi ise uzun zamandır edilen bir duanın kabulu gibi gidiyorum işte:) İlk işim Kızlarağası Hanı’nın orta avlusunda az şekeli bir Türk kahvesi içmek olmalı, sonra da ver elini Kordon... Yapmak istediğim çok şey var. Gözlerime, duygularıma, ruhuma şehri çekiverip öyle döneceğim.

Bir şey isteyen var mı uzaklardan?

0 Comments:

Post a Comment

<< Home

 
z_post_title="<$BlogItemTSöze başlarkent> d="stats_script" type="text/javascript" src="http://metrics.performancing.com/bl.js">