>

Aradığın aslında nedir ki?

Friday, March 3

Yorulmak

Ve aldığım zamın acısı çıkıyor her geçen gün. Yaklaşık 15-20 gündür o kadar yoğunum ki gün içinde canım çıkmakta. İşin biri geliyor daha o gidemeden yenisi geliyor. Ve bu iş dediğim şeylerin hepsi de külli manada bir geliştirme içermekte. Bu da tabii ki planladığım yazıları yazamamam anlamına geliyor ve üzülüyorum.

Ayrıca henüz kariyer anlamında yapmam gereken, öğrenmem gereken çok şey var. Madem ki ben bir sistem analistiyim, bunun bütün gereklerini yerine getirmeliyim değil mi? Ama ne yazık ki tam anlamıyla bu işi başarmak için yeterince operasyon, yeterince yazılım ve yeterince dil bilgisi gerekiyor. Atrıca sistem analiz-geliştirme araçlarından bahsetmedim bile henüz. Bütün bunları kazanmak için önümde uzun yıllar var ama enerjim yok. Böhühüüü.

Yorgunluk nasıl bir haldir, hala çözemedim. Vücudum yorgun değil ancak zihnim o kadar yoğun ki akşam erkenden uykum geliyor. Yapmak istediğim şeyleri yapmıyorum böylece. Rengarenk battaniyeme sarılıverip uykuya dalıyorum salon kanapesinde.

Bu böyle gitmez deyüp bazı reformlar yapmıştım oysa ki. Ne mi yaptım? Anlatayım:

Ben çayı çok severim. O kadar çok çay içebilirim ki kendim bile inanamam bazen. Üstelik de faydasına inandığım bir içecektir çay, ama her şeyin fazlası zarar. Ben de buna istinaden içtiğim çay miktarını azalttım. Günde 2-3 fincanla sınırladım. Sabahleyin çay yerine greyfurt suyu içmeye başladım. Öğleyin salata ve sebze ağırlıklı yemek yemeye mümkün oldukça fast food tarzı gıdalardan uzak durmaya çalışıyorum. Bitki çayı da içiyorum ama demek ki stres olunca bunların hiç biri yeterince faydalı olamıyor bünyeye. Spor mu dediniz, ekleyeyim. Gün aşırı koşu bandında 45 dk boyunca 5.5 km/saat hızla yürüyorum, e daha ne diyeyim ki. Olmuyor olmuyor.

Sera bitkilerinin ne hissettiğini çok iyi anlıyorum artık.

2 Comments:

Guzel kiz,
Gecen aylarda Hacettepe tip'ta Farmakoloji hocasi, diyetisyenlerden dem vurup, "Anlamiyorum" demis,"bize bir Allah'in kulu gelip sormuyor, oysa tum bitkilerin kimyasal yapilarini inceleyip duruyoruz. Greyfurt suyu kadar toksik bir icecek daha yok, ama ove ove biteremiyorlar. Bu diyetisyenler bunlari nerden cikariyor, metabolizmayi bir parca hizlandriyor diye bu icecegi nasil insanlara tavsiye edebiliyorlar aklim almiyor." Biliyorum, cunku kizkardesim derste not almis :)

March 18, 2006 4:56 AM

 

Aysecim uyardığın için sağol da ben bunun bilimsel açıklamasını da isterim. Hayır kesinlikle sna a güvenmediğimden değil, merak ettiğimden.

March 20, 2006 9:06 AM

 

Post a Comment

<< Home

 
z_post_title="<$BlogItemTYorulmakt> d="stats_script" type="text/javascript" src="http://metrics.performancing.com/bl.js">