>

Aradığın aslında nedir ki?

Thursday, February 23

Takılanlar

Bu aralar aklıma takılan o kadar çok şey var ki. İlk olarak, otobüs duraklarında, metro istasyonlarında sıkça gördüğüm bir şampuan reklamından bahsetmeli. Afiş çok basit aslında, pırıl pırıl parlayan siyah saçlı bir kız, saçlar enteresan bir zig zag şeklinde ayrılmış, kızımız da çok mutlu çünkü saçları kepeksiz. Ama saçların ayrılma izi o kadar geniş ki, yani sanırsın ki otoyol geçmiş kafasının ortasından. Umarım photoshop veya bir benzeri ile yapmamışlardır o izi.

Başka bir aklıma takılan nokta ise, trafik sıkışık olduğu halde ve sarı ışığın yandığını göre göre geçmeye çalışan oto sürücüleri. Ya biliyorsun ki geçemeyeceksin, kalacaksın kavşağın ortasında, senin yüzünden geçiş hakkı olanlar geçemeyecek. Yok, inat ya. İlla ki geçmeye çalışıp trafiği mahvedecek. Onun yüzünden bir sürü insan korna seslerine tahammül etmek zorunda kalacak. Ay inanmıyorum ya, lütfen bunu yapanlar bir daha yapmasın. Bekleyeceğin en fazla 90 saniye arkadaşım ya, değer mi onlarca insanın hakkını gasp etmeye.

Aklıma takılan sonuncu nokta ise (tabii ki şimdilik) geçen gün okuduğum bir haberle ilgili. Haberin mahiyeti Türkiye'nin imajının bir türlü düzeltilemediği, hala anketlerde imajı en kötü olan ülke konumunda olduğu şeklindeydi. Bir miktar da özeleştiri tadında yorumlar yapmış tarafsız gazetecimiz:) Ya acaba gerçekten anlamıyorlar mı, yani biz en azından anlayamıyor muyuz bu imaj meselesinin biz ağzımızla kuş tutsak dahi düzelemeyeceğini. Tamam, gelişelim, modernleşelim, ona hiç sözüm yok hatta takipçisiyim. Ama ortada bir gerçek var ki o da batı ve doğunun birbirinde bu dünya üzerinde maalesef ki kesin bir çizgiyle ayrılmış olduğudur. Ve o çizgi de maalesef ki Edirne'nin batısından geçmekte. Ve bu çizgiyi kaydırma kudretine sahip değiliz. Ne yapalım, elimizden geleni yapıyor muyuz? Hayır. Arkadaşlar, bu dünyada hala Türkiye'nin Orta Asya civarında bir çöl olduğunu sanan insanlar yaşıyor. Hatta Amerika'da karşılaştığım bir olaydan da bahsetmeden geçemeyeceğim, bir konuşma esnasında Türk hanımlara söylenen (söyleyen Avrupalı idi sanırsam) aynen şu idi: Siz aslında ülkenizde türbanlısınız ama burada açıyorsunuz başınızı değil mi? Ben bu soruya affınıza sığınarak sadece "Oha" diyebilirdim, dedim de gerçi ama içimden dedim. Araştırmadan etmeden önyargılarla karşısındakini değerlendiren tüm insanları Allah'a havale ediyorum.
Saygılarımla.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home

 
z_post_title="<$BlogItemTTakılanlart> d="stats_script" type="text/javascript" src="http://metrics.performancing.com/bl.js">